29 Mayıs 2012 Salı

bitch is back

bi senedir yazmamışım. geriye dönüp neler olduğunu hatırlamak istemiyorum. çok neşeli şeyler olmadığı için elbette. neşeli şeyler olsaydı da yazmazdım ya, hoş. insanın hayatı güzel gidiyorsa burada neden vakit harcasın ki? harcamayız. bugün beni hem korkutan hem de çok mutlu eden bir şeyden bahsetmek için buradayım. şarap. evet. sanırım gerçek aşkımı buldum. aşkı çocukluğunu aşamamış, sevme yoksunu erkeklerde bulurum sanırken, meğer aşk hep yanımdaymış. ama her aşk gibi, benim her aşkım gibi bu da benim için zararlı. (hala annemle yaşayan bir ezik olduğum için, bana bu aşk da haram. şurada 2 gıdım uyuştum, aşkın şarabunla demlendim deyu "ayyaş!" damgasını yedim. evet anne ayyaşım ben. sen de bok ye. zıbar uyu beni yalnız bırak amk!) öf. sinir yaramıyor. kimseye yaramıyor ama bana hiç. sanatı öldüren, yaratıcılığı öldüren tek şey esaret. şurda tembelliğimi yenmişken gelip de bana laf ederek esaretimi hatırlatan anneme buradan teşekkürlerimi sunmayı bir borç bilirim. neyse.. şarap kafası. aşka en fazla yaklaştığım an. her şey kafada bitmiyor mu nasılsa? bana kimse aşık olmadı şu hayatta. belki ben de onlara olmamışımdır. ama çok yaklaştığım anlar oldu. kendimi kandırdığım için, kafamda hayal aleminde bambaşka bir sevgili yarattığım için oldu o da. eh, herkesin hayal gücü benimki gibi değil. evet anne, korkarım kızın bir ayyaş olacak. çünkü şu hayata tahammül etmenin tek yolu buymuş gibi geliyor şu anda. ulan güya içinde mutlu olacaktım gene moralim bozuldu. lanet olsun.