31 Aralık 2010 Cuma

bu hayat bana bayat


bu yılbaşı da evdeyim. geriye doğru bakınca eğlenceli geçirdiğim hiçbir yılbaşı hatırlamıyorum. hatta bazı yılbaşlarını hiç hatırlamıyorum. peh.

bu sene bi de hasta oldum. o da çok süper oldu. kendimi iyice loser hissedeyim diye sürpriz bir bonus. evde de olsam en azından şarabımı içerim keyiflenirim derken.. aman nese. iyice emolaştım. ne var yani? naabalım. 2010'un nesi güzel oldu ki sonu güzel olsun?

dost yok, aşk yok, iç huzur yok.. 2011'den tüm bunları getirmesini istemek de biraz haksızlık oluyo. üstüme varmasın yeter modundayım. teğet geç beni 2011. hiç bulaşma. bişi istemiorum. valla.

30 Aralık 2010 Perşembe

2010 bi sktr olup gider misin?


evet canım, sana diyorum. bi an önce defol git, giderken çöplüklerini de götür bi zahmet. mersi.

ne yazıcaktım ben?.. evet, "ne hayatlar var." yazıcaktım. aslında bu başlı başına bi blog konusu olabilir ama her aklıma gelen için bi blog aça aça zaten 38495 tane blogum oldu. her konuya blog açılmaz beybi. ya da açtın mı içini dolduracaksın. ilkokul 5 günlüğü gibi skindrik (evet doluyum biraz, ikide bir küfretmem lazım geliyor) günlük yaşam aktivitesi kaydı gibi de yazılmaz.

nese konumuza dönelim. hep böle bişi yazmak için gaza geliyorum. sonra ya tembellik üstün geliyor ya da araya bişi giriyor gaz gidiyo. hayatımın hikayesi.

ne hayatlar var!

kıskanıyorum abi. bi sürü arkadaşı olan, vazgeçilmezmiş gibi görünen insanları kıskanıyorum. aranıp sorulan, hemen kan kaynatılan. ne yiyip ne içiyosunuz, karşınızdakine ne diosunuz da böle sevilen, aranılan bi tip oluosunuz ulan? nedir yani? geçenlerde gene sizi düşünüodum, aklıma "hatebook diye bişi olsa, nefretimizi kussak" düşüncesi geldi. tabii ki varmış öle bişi ama bakma sen, amaç gene sosyalleşmek. karı kız götürmek. yemezler!

allahtan blog şeysi var da içimizi dökebiliyoruz. annemiz okuyacak derdi de yok. gayet anonim. seneler sonra dolaplar toplanırken karşımıza çıkan ve ilk bikaç sayfasında, yazıldığı tarihte (kendimizce!) pek anlamlı olan ama artık zerre duygulandırmayan, hatta unutulmuş saçmalıkların olduğu 3049039 tane atsan atılmaz günlük derdine son.

sırf o günlükleri imha etmek için kağıt kesme makinesi alıcam bigün. şöminem de yok amk, romantik romantik yakabileyim. ofis imha ekibi gibi kağıt kesme hayali kuruyorum. maazallah bigün ölüp gitsem arkamda bırakıcaam çöplüğün haddi hesabı yok. ben bile şimdi okuyunca dalga geçiyorum o zamanki kendimde. bi de başkalarının eline geçerse merhumenin arkasından ne gülerler diye düşündükçe hiç ölesim gelmio.

3. kez konumuza geri dönecek olursak, galiba işin çözümü kendini fazla önemsemeyi bırakmak. da ben de kendimi önemsemeyi bırakırsam beni kim önemsicek yahu? işte böle içinden çıkılmaz bi mesele.